36-eglence
  MÜZİK ALETLERİ
 

Org
 
İlk yapımı M.Ö. 150-200 yıllarına uzanmakta olup,  Mısır'da su gücüyle çalıştırılan ilk su orgu yapılmıştır.  Sonraki yüzyıllar içinde Avrupalılar tarafından bugünkü şeklini almıştır. Önceleri kilise müziğinde kullanılan org, daha sonraları dindışı müziğin en etkili çalgısı olma özelliğini göstermiştir. Kilise orgcusu olarak çalışan bütün büyük besteciler, org için çok güzel besteler yaratmışlardır.
Laurens Hammond' un elektrikli orgu yapmasıyla, en kullanışlı biçimine ulaşmıştır. Org, küçük ve büyük ses borularından oluşur. Pedallar borulara hava gönderirken, dokunaklar da, ait oldukları borulardan istenilen seslerin elde edilmesini sağlar.
Orga başlama yaşı 15 ile 16 arasıdır. Fiziki  kusurların olmaması, iyi bir kulağa sahip olunması, piyanoyu iyi kullanabilme gibi özelliklere sahip olunması gereklidir.


Piyano
 
Romantik dönemin en çılgın popülerlikteki enstrümanı olarak Harpsicordun yerini piyano aldı. Orijinal adı 'piyanoforte' dir, çünkü Harpsicorddan farklı olarak kullanıcı klavyeye yolladığı basınç yoluyla ses yumuşaklığını ve gürlüğünü  ayarlayabilmektedir. Kuvvetli basıldığında kuvvetli, hafif basıldığında ise hafif ses elde edilir. Piyanolarda 85 ila 88 tuş vardır.
İlk Pianoforte İtalyan Cristofori' nin elinden çıktı (1711). Daha sonra Fransızlar, tokmaklı klavseni, Almanlar ise, çekiç sistemini geliştirdi. Piyano sanayinin gerçek kurucusu Alman Zumpe' dir, "kılavuzlu" denen mekanik piyanoyu gerçekleştirdi.
Fakat bazı besteciler orkestra için de piyano parçaları yazmışlardır. Piyano için çok sayıda eser bestelenmiştir.
Piyanoya başlama yaşı 6 yaştır.


Keman
 

En çok bilinen orkestra çalgısı, aynı zamanda da çok önemli bir solo çalgısı olan keman, tüm dinletilerde insanı derinden etkileyen, eşsiz güzellikteki sesiyle, yaylı çalgılar dörtlüsünün en önemli üyesidir. Sesi, diğer enstrümanlara göre insan sesine daha yakındır. Keman, çene altı ile omuz arasına sıkıştırılarak tutulur. Keman'ın metalden ya da hayvan bağırsağından yapılmış dört teli vardır. Sol elin parmakları sap üzerinde bulunan bu tellere basarak gezinirken, sağ elde tutulan,  at kılından yapılmış, 75 santim uzunluğundaki yayın keman telleri üzerinde doğru açıyla sürtünmesiyle de ses elde edilir. Küçük ve hafif bir çalgı olmakla birlikte, ortalama 84 ayrı parçanın bir araya getirilmesiyle yapılmıştır. Biçimi rastlantıya bağlı değildir, bütün orantıları akustik değerlere göre saptanmıştır. 

Keman ailesinin en geniş aralıklı sesine sahip üyesi olan kemanın dışında bu ailenin diğer üyeleri; viola, çello ve kontrbasdır. Ancak keman yaylı çalgılar ailesinin “soprano” sesidir. Bu çalgı bestecilerin duygularını kolaylıkla anlatabilir. Keman bir orkestrada çekirdek enstrümandır ve müziği zamanın ötesine taşır. İki kısıma ayrılırlar; birincil kemanlar ve ikincil kemanlar. 1600 lerin sonlarında bugünkü halini aldığında pekçok besteci keman için sololar yazmaktan zevk almışlardır.
Keman yapımı da ustalık gerektiren bir sanattır. Kuzey İtalya da özellikle Cremona, Milan, ve Venedik te  en tavsiye edilen kemanlar yapılır. 
Keman, iyi çalınması çok zor olan aletlerden biridir. Çok sabırlı ve disiplinli çalışma ister. Bu enstrümana
başlamak için altı ile sekiz yaş arasında olmak idealdir.
Keman çalanlara " Kemani " denir.


Davul
 

Kelime anlamı “bir nesnenin diğerine vurması” dır. Davul yaklaşık  olarak 200 yıl önce orkestraya katılmıştır.
Bir metal çerçevenin üzerinden sıkıca geçirilmiş iki  plastik veya dana derisi ile kaplanmıştır.

Davulun bir yüzündeki deri kalın, diğer yüzündeki deri ise daha incedir. İnce kısım keçi, kalın kısım ise koyun derisinden yapılmaktadır. Kalın derinin olduğu kısma Tokmak, ince derinin olduğu kısma ise ağaçtan yapılan ince çubuk vurularak çalınmaktadır. Deri veya ipten örme bir kayış yardımıyla omuza asılarak çalınmaktadır.
Asya ,Afrika,Orta doğu,Amerika ve Avrupa da birçok değişik kültürün müzik tarzını temsil eder. Belli bir sesi yoktur.
Orduların sürekli çalgısı olan davul, kısa zamanda orkestra ve operalarda yer almıştır. Bu çalgının çalıcısı, çok iyi bir kulak yeteneğine sahip olmalıdır.


Üçgen
 
Üçgen biçiminde çelikten yapılmış ve bir çubukla vurularak çalınan bir çalgıdır.
Çanı anımsatan neşeli ve sevimli kavramlarını iyi yansıtabilen bir sesi vardır. Orkestraya 1700'lerin sonlarında katılmıştır.



Çan
 

Geçmişi tarih öncesine dayanan çok eski bir enstrümandır. Çanın alaşımı % 78 oranında bakır, % 22 de
kalaydan bileşir. Alaşımın çanın neresinden azaltılacağı belirlenmiştir. Çünkü bunlar her armoniğin çıktığı yerlerdir.  Çanın üzerindeki alaşım azaltılıp artırılarak  akort yapılır.

Çan sallanmağa başlarken, tokmakla vurularak ses çıkartılır. En dolgun ses, içten vuran tokmakla elde edilir. Dıştan vuran çekiç kullanılırsa, çıkan ses çok madeni olur. Çok dokunaklı bir sesi vardır. Günümüzde çanı sallamak için elektrik motor kullanılmaktadır.



Tef
 

Türk, Arap ve Hint müziğinde kullanılan bir çalgıdır. 6-8 santim kalınlığındaki kasnağa gerçek veya suni deri gerilmiştir. Çevresinde şıngırdayan ziller vardır ve sallanıp, elle vurularak ses çıkartır. İdeal çapı 25 cm'yi  geçmemelidir.

İlk tefler Türk ordusunda çalınmaya başlamıştır.

Mozart tefi müziğinde ilk defa 1872' de kullandı. Akort edilebilen tefler de vardır.

 


Flüt
 

Flüt çoğu orkestra, topluluk ve nefesli gruplarında soprano sesi veren enstrüman olarak kullanılmaktadır. Gür bir sesi yoktur. Bunun için solo yerine genellikle eşliklerde kullanılır.

Diğer üflemeli çalgılardan farklı olarak kamışları vardır. Orijinalinde tahtadan yapılan flüt, günümüzde gümüş ve altından yapılmaktadır. Daha süper bir ton için platinden yapılanları da tercih edenler vardır. Tahta flütler ile ton elde edebilmek için daha fazla nefes gereklidir fakat düşük ses perdeleri mükemmeldir. Kullanılmaya en elverişli bölümü orta bölümdür.

Çalgının baş bölümünde bir üfleme deliği  vardır. Orkestra flütü enine yada yatay şekilde tutulur ve çalan kişi deliğin karşısından  üfler. Aynı anda düğme denen tuşlara basar. Bu tuşlara basılıp bırakıldıkça flütte değişik tonlar oluşturan delikler açılır. Do anahtarında akort edilen orkestra flütü en popüler flüt türüdür ve 3 oktavlık bir ses genişliği vardır. Orkestra flütü  olarak kullanılmayan flütler farklı şekillerdedir.

Flüt ailesinin diğer üyeleri; piccolo, alto flüt ve bas flütten ibarettir.

Batı Müzüğinde en çok kullanılan şekliyle kullanılan flüt cinsi olan 'Yan Flüt' ün Çin’ de M.Ö. 900 yılından beri kullanıldığı bilinmektedir. Flüt, Avrupa’ya 12. Yüzyılda, öncelikle Almanca konuşulan bölgeler olmak üzere, girmiş ve ilk önceleri çoğunlukla askeri bandolarda kullanılmıştır. Alman Flütü isminin verilmesi bu zamana denk gelmektedir. Flüt daha sonra 16 ve 17. yüzyıllarda oda müzüğinde kullanılan bir enstrüman haline dönüşmeye başlamıştır. Bu ilk flütler, 6 parmak deliğinden ibaret tek parçadan oluşmaktaydı. Ancak 1600'lü yılalrda, flüt birbirine bağlı 3 parçadan oluşarak yeniden tasarlanmıştır. Aşamalı olarak, flüte daha fazla tuş eklenmiş ve orkestra parçalarında yerini almaya başlamıştır. 1800'lü yıllarda 4 tuşlu flüt en çok kullanılan türü olmakla beraber, 8 tuşlusu da geliştirilmiştir. Günümüzde, silindir şeklinde, 13 veya daha fazla ton delikli ve basmalı tuşlu, Bohemia Flüdü en çok kullanılan cinsidir. Bugünkü modern orkestra flütleri biçimini 1847 de aldı.

Dikey kullanılan flütlerin dışında su kabağı ya da balon diyebileceğimiz biçimde çanak flütler de vardır.

 
  Bugün 6 ziyaretçi (38 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol